tabiat — is., Ar. ṭabīˁat 1) Doğa İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. A. Haşim 2) Doğal özellik Arazinin tabiatı. 3) Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
TABİAT — (Tabia) Yaratılış, huy, karakter. * Âlem ve içindekiler. Şeriat ı fıtriyye. Hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunlar. Allah, tabiatı yarattığı ve varlıkların nasıl hareket edeceğini kanunlariyle ve emirleriyle tayin ettiği halde Allah ı… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tabiat — (A.) [ ﺖﻌﻴﺒﻃ ] 1. doğa. 2. huy, yaratılış … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
SERDÎ-İ TABİAT — Tabiat ve huy sertliği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tabiat bilgisi — is. 1) Okullarda doğa ile ilgili bilgileri içine alan dersin adı 2) Bu dersin konularını içeren kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabiat bilimleri — is., ç. Doğa bilimleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
TABİAT-I MA'SİYET — f. İsyan etmek, günah işlemek ahlâkında ve huyunda olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REVAN-I TABİAT — Âlemin canlılığı, akıcılığı, hareketli oluşu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KİYAN — Tabiat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİRİYYA — Tabiat, mizac, fıtrat, yaradılış. * Huy, haslet.Adet, alışkanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DARİBE — Tabiat. * Kılıçla vurulmuş. * Eğrilmiş yün … Yeni Lügat Türkçe Sözlük